vasiliğinin hesabını vermek
Fiil
...'nın emrine ve hesabına
(zor bir durumdan) yüzünün akı ile çıkmak.
anlatmak, hesabını/cevabını vermek.
give an account of oneself: nerede bulunduğunu/ne yaptığını anlatmak.
(a) sebebiyle, nedeniyle, -den dolayı, (b) adına, namına, yerine, hesabına.
gözönünde tutmak, hesaba katmak, nazarı itibara almak.
You must take account of difficult circumstances.
aktif-pasif hesaplar
İsim
varlıklar ve borçlar hesabı
çekilen ve yatırılan paraların miktarlarını yazılı olarak bildiren ve özet tarihindeki bakiyeyi gösteren özet
bir müşteri hesabında belli bir süre içinde yer alan
hastalık yüzünden gelmemek
Fiil
masrafların hesabını tutmak
Fiil
bir şeyin hesabını tutmak
Fiil
(bilanço) kabul edilen senetlerden doğan borçlar
İsim
bankaların piyasadan senet iştira etmeleri ve şehir dışı müşterilerine ikrazda bulunmaları
İsim
sağlık sorunları nedeniyle
Zarf
bozuk sağlık durumu yüzünden
yaş yüzünden emekliye ayrılma
birşeyi dikkate almak
Fiil
birşeyi göz önüne almak
Fiil
birşeyi gözönünde bulundurmak
Fiil
birşeyi nazar-ı itibara almak
Fiil
birşeyi gözönünde tutmak
Fiil
birşeyi hesaba katmak
Fiil
ihtiyaçları nazarı itibara almak
Fiil
bir şeyi hesaba katmamak, ihmal etmek.
(bir şeyi) hesaba katmamak, saymamak.
hafta içinde yapılan çalışmanın hesabı
bir hesaptaki çeşitli kalemleri
İsim
paranın nasıl ya da nereye sarfedildiğini öğrenmek ya da işlemlerin anlamını anlamak amacıyla ayırıp sınıflandırmak
Fiil
hesap ayrıntılarının incelenmesi
işletme kontrol hesabı analizi
banka hesabına haciz czi konulması
banka hesabına haciz konulması
bir hesap özetini denetlemek
Fiil
hesap bakiyesi
İsim, Muhasebe
cari işlemler bilançosu
İsim
ödemeler dengesi bakiyesi
sermaye hareketleri dengesi
itibar/hürmet görmek, hatırı sayılmak.
ana hesap defteri, defteri kebir.
İsim
esas hesap, kayıt ve sarf evrakı.
bir hesabın bakiyesini başka bir hesaba devretmek
Fiil
bir hesaptan para çekmek
Fiil
denkleştirilmiş hesap ekstresi
bir hesabın kalemlere ayrılması
bir hesabın kalemlere dökümü
hesap defteri tutmak
Fiil
bir şeyi hesaba katmamak, ihmal etmek.
(bir şeyi) hesaba katmamak, saymamak.
bir hesabı sürdürmek
Fiil
bir hesabın mutabakatını yapma
money ile ayni anlama gelir. saymanlık parası, piyasada mevcut olmayıp sırf hesap tutmada kullanılan
para birimi (ABD'de
mill, İngilterede
guinea gibi).
hesabı eski duruma getirme
kıymet-i harbiyesi olmayan
Sıfat
kıymet-i harbiyesi olmayan
Sıfat
bir banka hesabının sahibi
bir hesabın ayrıntıları
İsim
alacaklılara alelhesap ödeme
hesap dönemi
İsim, Muhasebe
hesaba katılması gereken kişi/şey.
bloke hesabın serbest bırakılmaksı
bloke hesabın serbest bırakılması
hesap ekstresi
İsim, Bankacılık
bir hesabın nihai bakiyesi
gerçek ödemelerde başvurulmayan
yalnızca değişik döviz kurlarına karşı sabit bir değer olarak kullanılan değer
(Br) bir mevduat hesabından para çekme